28 Şubat, 2011

Yağmur Çamur Dinlemedik!...

Pazar günü "Haydi Artık Çevremizi Tanımaya Başlayalım Etkinlikleri" kapsamında kraliçenin gözde yazlığı, yüzyılların haşmetli Windsor Kalesi'nde ve dünyanın en ünlü okulu olduğu google kaynaklarınca bildirilen Eton College'daydık... 


12 kişilik dev organizasyonla , önce kalenin içinde ordan oraya kültürlendik... Ardından da Eton College bahçelerinde grubun ortak kararıyla adlandırılan +50 yaş yürüyüşleri yaptık...


İnanılmaz şirin mekanlardı... Her zaman, gittiğimiz yerlerde düşündüğüm bişey var... Bence asıl ülke deneyimi, neresi olursa olsun merkezin dışında gidip görülen kasabalar... Merkezlerin hep turistik ve biraz daha gerçeği gizleyen yerler olduğunu düşündüğümden, gerçek deneyimin bu şirin kasabalarda yaşandığını ve kültüre dair daha çok şey görüldüğünü hissederim...  


Böyle dolaştık, dolaştık, üstüne şom ağzımızı açıp yağmuru yağdırıp, dibimize kadar ıslandık... 12 aç ve gezi yorgunu insanı besleyebilme potansiyeline sahip alternatif bi restaurant-otel kırması yerde midelerimizi mutlu ettikten sonraaaa muhteşem zamanlamayla kalkmasına 4 dakika kala trene yetişip köyümüze geri döndük... 

Dönüşte Janberk, Ayşenur, Can ve Ezgi dörtlüsüyle altılı oluşturup Bilkent-Odtü geyiklerinin, Mega Hafıza Teknikleri Kelimelerinin :))) (dan-çın/ poster-iti/kazım,vs.) dibine vurduk... Ama en babası Beyrut restaurantına gittiğimizde menüde gördüğümüz "beirut tavouk"a saatlerce  "what is daaavuk" mavrasını atarak garson kadını çıldırtmamızdı :))) ... 

Gezdik, gördük, kültürlendik, güldük ve bugünkü bilekliğimize döndük... Yine bir paşabahçe- kolyekolik dayanışması.. Bu sefer Karum- Bedestenden alınan uğur böcekleriyle :)


2 yorum:

  1. Aman Tanrım!!!Ne kadar üretken ve de çevre dostu bir evlat yetiştirmişim de haberim yokmuş:)))F.B.

    YanıtlaSil
  2. daha dur sen..bak bugün neler geldi :)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails