Keçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Keçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

07 Aralık, 2011

Kendimi Alamamaktayım Keçelerden...

Keçenin gazına geldim...
Keçe kumaşları alırken aldığım hazır keçe kelebeklerin arkasına keçe kumaşlarımdan kelebek gölgesi yaptım...
Bu pek keçeli kelebekli cümleden sonra sıra keçe kelebek broşların resminde sanırım :)


06 Aralık, 2011

Keçe Kumaşlarla İlk Denemeler...

Galiba yazdı, zamanını net hatırlamıyorum ama annemle keçe 3 parça kumaş almıştık Ankara'da...
Pembe, beyaz ve mor...
Bir gün bir yerde kullanırım diye..
O gün bu günmüş demekki..
Çok severim zaten keçeyi...
İlk defa keçe kesme işiyle uğraşacağım için en temel şekillerle denemek istedim...
Bayan baykuştan bulduğum keçe şablonlarıyla aşağıdaki çiçek broşları, bu adresten de cupcake şablonunu bulup (ben hayatta öyle elle falan çizemem) cupcake broşları yaptım...
Şimdilik bu broşlar deneme amaçlı ilk broşlar oldu.. Ama mis kokulu ve lezzetli olduklarından :) sanırım satışa sunmakta bi sakınca yok :)

28 Şubat, 2011

Yağmur Çamur Dinlemedik!...

Pazar günü "Haydi Artık Çevremizi Tanımaya Başlayalım Etkinlikleri" kapsamında kraliçenin gözde yazlığı, yüzyılların haşmetli Windsor Kalesi'nde ve dünyanın en ünlü okulu olduğu google kaynaklarınca bildirilen Eton College'daydık... 


12 kişilik dev organizasyonla , önce kalenin içinde ordan oraya kültürlendik... Ardından da Eton College bahçelerinde grubun ortak kararıyla adlandırılan +50 yaş yürüyüşleri yaptık...


İnanılmaz şirin mekanlardı... Her zaman, gittiğimiz yerlerde düşündüğüm bişey var... Bence asıl ülke deneyimi, neresi olursa olsun merkezin dışında gidip görülen kasabalar... Merkezlerin hep turistik ve biraz daha gerçeği gizleyen yerler olduğunu düşündüğümden, gerçek deneyimin bu şirin kasabalarda yaşandığını ve kültüre dair daha çok şey görüldüğünü hissederim...  


Böyle dolaştık, dolaştık, üstüne şom ağzımızı açıp yağmuru yağdırıp, dibimize kadar ıslandık... 12 aç ve gezi yorgunu insanı besleyebilme potansiyeline sahip alternatif bi restaurant-otel kırması yerde midelerimizi mutlu ettikten sonraaaa muhteşem zamanlamayla kalkmasına 4 dakika kala trene yetişip köyümüze geri döndük... 

Dönüşte Janberk, Ayşenur, Can ve Ezgi dörtlüsüyle altılı oluşturup Bilkent-Odtü geyiklerinin, Mega Hafıza Teknikleri Kelimelerinin :))) (dan-çın/ poster-iti/kazım,vs.) dibine vurduk... Ama en babası Beyrut restaurantına gittiğimizde menüde gördüğümüz "beirut tavouk"a saatlerce  "what is daaavuk" mavrasını atarak garson kadını çıldırtmamızdı :))) ... 

Gezdik, gördük, kültürlendik, güldük ve bugünkü bilekliğimize döndük... Yine bir paşabahçe- kolyekolik dayanışması.. Bu sefer Karum- Bedestenden alınan uğur böcekleriyle :)


27 Ocak, 2011

Dido, Ankara Semalarında!

Şimdi madem Ongun Bey 5 hafta yok...
E ben de buralarda gezdim mi? gezdim...
Sonra bakınırken uygun fiyatlı ve direk Ankara'ya giden bi uçak buldum mu? buldum...
O zaman ben bi Ankara yapıp geliyim... 
Hem de 2 hafta :)
Hatta Ankara'ya gitmişken dedemlere de gidiyim...
Mıncırıyım yanaklarını tontonlarımın, geliyim...
Bu arada siz Paşabahçe'den gelen hediye kutularının üzerindeki keçe kurdeleleri napıyosunuz?
Atıyor musunuz? 
Yoooo sakın! Bakın yün bilekliklerle nasıl da şekil duruyorlar :)

26 Ocak, 2011

Serdar Ortaç Yeni Albüm Çıkarsın, Ona Bile Razıyım!

ya galiba ben "yaz" ı özledim... 
böyle sıcak sıcak, içimiz ısınsaydı, 2 dakkada elbiseleri, sandaletleri giyinip çıksaydık...
yayılsaydık bağlarda bahçelerde... iyi olmaz mıydı yav? şöyle bi neşemiz yerine gelmez miydi?


hava soğudukça ben de bu yün bilekliklerden yapıyorum... 
daha önce morunu yapmıştım.. şimdi de kırmızısını... keçe çiçeğiyle birlikte...

31 Mayıs, 2010

Kışa Yatırım...

Araştırmacı ruhumun öne çıktığın günlerden birgün,
Enhar Hanım'ın editörlüğünü yaptığı Hamarat Diva'yı keşfetmiştim...
Eminim birçoğunuz biliyosunuzdur...
Yani benimki kendi çapımda bir keşif :) ...
Bir kendini kandırmaca, bir heveslenmece...
Orada çok güzel bir şekilde anlatılıyordu yün iplerle bileklik tekniği...
Ben de Eminönü'nden aldığım bileklikler, renkli yün ipler ve onlara uygun keçelerle 
silikon tabancamı kullanarak bileklikleri yaptım...
Yalnız bilekliklere zam gelmiş galiba...
Benimki söylendiğinden biraz daha fazla tuttu :) ...
Kışın bileğinizde yumuşacık, renkli dokunuşlar hissetmek istiyorsanııııız,
siz de bu bilekliklerden kolaylıkla yapabilirsiniz...

13 Ocak, 2010

Biliyorum Sen Bir Keçe Melek Kolyesin ...

Bizim evdeki elektronik aletlere bişiler oldu... Fotoğraf makinesiyle başlayan macera, bilgisayar ve bulaşık makinesiyle devam ediyor... Neyseki dün akşam Ongun bilgisayara okudu üfledi de yeniden ben de kolyekoliğe dönebildim.. 
Kolye nasıl? :) Şimdi diyebilirsiniz "e artık keçe bakkallarda, marketlerde, heryerlerde" diye... Ama bu pesssspembe meleği, etrafına konmuş yıldızlarını ve arka çeçheğini ben, bizzat, myself, kendim yeni aldığım silikon tabancasıyla yapıştırdım.. Ne zamandır aklımdaydı almak... Dün bi gaz malzeme alırken "şimdi tam sırasıdır" şeklinde atladım aldım... Meğersem çoooook kolaymış bre kullanması.. Kanka olurum ben bununla şimdi :) .. Haydi öptüm.. 

27 Ocak, 2009

Kadın Dünyası Girdap Gibidir

Yazlık - kışlık kolye olayını duymuş muydunuz? Açıkçası ben ilk defa kolyelerimi satan bi arkadaşımdan gelen istekle bu durumu öğrendim.."Dido,kışlık kolye de istiyo arkadaşlar"... Hımmm..Tamam..Ama kışlık kolyeee??!!??!?..
Dün Eminönü'nde malzeme alırken de yanımdaki bi bayan diğer arkadaşına söylüyodu "Bu çok yazlık bi renk,ben daha kışlık kolyelik arıyorum"diye.. Hıııımmm..Avrupa Yakası'ndaki "kadın dünyası girdap gibidir" olayı buymuş demek..Kolyelerin bile yazlığına kışlığına dikkat ediyomuş hanımlar :) Süper.. Siz istersiniz de ben yapmaz mıyım?..İşte boynunuzu karlı kış günlerinde sıcacık tutucak bi keçe kolye örneği..Güle güle kullanın :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails