Cuma akşamı Ulaş ve Özge'nin keyifli akşam yemeği ile başladı hafta sonumuz...
Cumartesi günü sitemizin nimetlerinden olan havuzdan faydalanalım dedik..
Tabi havanın el verdiği ölçüde..
"Mikaiiil, sesimi duyuyo musun?? Bugünlerde kafan karışık heralde.. Bu havalar ne böyle kuzum??"
Arkasındaaaaan cumartesi akşamımız FERZAN ÖZPETEK'le anlamını buldu...
Peteğinde balın olsa, ben yerim, bana getir!!!! O derece seviyoruz ailecek filmlerini...
Serseri Mayınları eğer hala seyredemediyseniz "hemen diyorum" koşun bulun bi
yerlerden... Pişman olmayacaksınız...
yerlerden... Pişman olmayacaksınız...
Pazar günü evimizin dibindeki -İstanbul mesafeleriyle dibi sayılır- Beylerbeyi Sarayı'nı biz görmedik, görelim dedik... Aman hallahım, manzaraya dibim düştü... İnsan, rıhtımında yürürken kendini Valide Sultan zannediyor yav...
Çıkışta ise İmge ve İso'yla beraber ailecek Taksim Musafir'e gittik... Musafir bir Hint Lokantası... Recep Paşa Cad.'de... Beyoğlu Evlendirme Dairesi'nin karşısına denk geliyo.. Farklı tatlar arayanlar için ideal (ahahah gurme edasıyla fikir vermeme ne diyosunuz??) ...
Akşamsa Serseri Mayınlar'la farkına vardığımız film özlemimizi, Vicky Cristina Barcelona ile azaltmaya devam ettik... Woody Allen filmi olur da kopuk olmaz mı?? Oldu :) ... Çok eğlendik...
Yani iki filmi özet geçersem "ikili ilişkilerle ilgili bayaaa ilginç filmler" seyrettik :))) ...
Şimdi yeni bir hafta... Yeni blog konuları... Yeni kolyeler... Yeni gelişmeler...
çok leziz filmdir kendileri, ben de pek severim Özpetek filmlerini,
YanıtlaSilKolye müthişşşşGerçekten ya ne bu rüzgar hafta sonunumu buldu hem:)
YanıtlaSilUykusuz; yeme de yanında yat..o derece!hiçbir şeyi gözüne sokmadan,ne kadar doğal anlatımı var filmlerinin..
YanıtlaSilAylincim; Çok teşekkür :)..hala da devam etmekte bu rüzgar.. duymadı beni galiba ilgili kurum :)